Almanya, Düsseldorf ’daki Stadttor Binası; sürdürülebilir yaklaşımıyla %70 oranında enerji tasarrufu sağlamaktadır. Böylesine yüksek bir bina için oluşan ısıtma, soğutma ve havalandırma problemlerine çift katmanlı cam cephe ve otomasyon sistemleri kullanmak gibi çözümler bulmuş ve yüksek teknoloji ürünlerinin desteğini tasarıma yansıtmıştır.
Yapı ağırlıklı olarak çelik taşıyıcı sistemlerle taşıtılmaktadır. Kuleler, en üst katlarda köprüyle birleştirilmiştir. Üst katlardaki ofisler kendi avlusuna sahiptir ve çatıdan ışık almaktadır.
Çift cidar maksimum 1.4 m derinliğe sahip olup bütün ofisler için kapalı bir balkon sağlamaktadır. Konumu sebebiyle çok güçlü rüzgar hızlarını tecrübe etmektedir.
Binanın dış yüzeyi sırlı panellerle kaplıdır ve aralarında yatay alüminyum havalandırma kutu bantları vardır.
Doğal havalandırmaya ağırlık verilmiştir. Bunlar bilgisayar kontrollü havalandırma kapakçıklarıdır. Yapıda rüzgar, ısı, yağmur sensörleri mevcuttur.
Ayrıca yapının içindeki sensörler sıcaklığı ve temiz havayı optimum seviyede olması için kontrol eder.
Bilgisayar sistemine bağlı olan mekanik iklimlendirme sistemleri ancak doğal havalandırma yeterli olmadığında devreye girer.
Dış cephe iki katmandan oluşmaktadır. En dıştaki cam özel olarak sırlanmıştır ve 12mm kalınlığındadır. Bu cam katmanından sonra 1m hava boşluğu bulunmaktadır ve sonra ofislerin balkonu bulunmaktadır.
Dış katmanda, rüzgarın şiddeti ve boşluktaki havanın sıcaklığına göre hava transferini sağlayan motorlu vanalar bulunmaktadır.
Her ofisin balkonunda havalandırma kanalları bulunmaktadır. Her ofisin kendisine ait balkon kapısı bulunmaktadır. Pencere doğramaları ısı yalıtımı yapması için ahşap tercih edilmiştir ve camlar sırlanmıştır.
Cephedeki boşluk hem temiz havanın içeri alınmasına hem de pis havanın dışarıya atılmasında etkin rol oynamaktadır.
Ayrıca, bu boşluk soğuk havalarda ısı kaybını engelleyen bir katman görevi üstlenmektedir. Her katın tavanından motorlu vanalarla hava dışarıya atılır. Bir üst katından da aynı motorlu vanalardan içeriye temiz hava alınır.
Döşemenin sonunda bulunan ve dışarıdaki havayla hava boşluğunun ilişki kurmasını sağlayan motorlu vanalar, rüzgarın şiddetini de göz önüne alarak hava transferini gerçekleştirir.
Yapının ısıtılması tavana entegre radyant ısıtma sistemleri tarafından sağlanmaktadır. Geleneksel bir yöntem olan konvansiyonel ısıtma tercih edilmemiştir.
Radyant ısıtma sistemi; hava molekülleri yerine maddeyi ısıtır, maddenin ısıttığı hava alanın tamamına yayılarak tasarruf sağlar. Ayrıca, cephede kullanılan hava boşluğu ısı kaybına engel olmaktadır.
Yapının dış bölümü sırlanmış camla çevrildiği için sera etkisi meydana gelmektedir ve böylece ısınmada güneşten de faydalanılmaktadır.
Çift cidarlı sistem yapının nefes almasında büyük rol oynamaktadır. Ofislerdeki havanın temizlenmesini sağlamaktadır. Bunu doğal yollarla yaptığı için enerji tasarrufuna büyük katkı sağlamaktadır. Sadece mekanik yöntemle iklimlendirilen yüksek katlı yapılara göre %50-55 oranında daha az enerji tüketimi gerçekleşmektedir.
Cephede bulunan güneş kıranlar yaz aylarında güneşin açısına göre ayarlanarak güneş kontrolü sağlamaktadır. Her katta bulunan iklim dengeleyici koridorlar temiz hava sirkülasyonu sağlayarak doğal soğutma görevi görmektedir.
Yapı trafik gürültüsünün çok olduğu bir yerde konumlanmıştır. Hava boşluğu gürültünün engellenmesinde etkin rol oynamaktadır. Ancak yapının dış yüzeyi cam olduğu için çevresindeki gürültüyü aşırı miktarda yansıtmaktadır dolayısıyla mevcut gürültünün şiddetlenmesine sebep olmaktadır.
Cephenin tamamını kaplayan 12mm kalınlığındaki cam paneller, yapının aydınlatma ihtiyacını büyük ölçüde karşılamaktadır. Ayrıca yapının ortasında bulunan Avrupa’nın en büyük galeri boşluğu, doğal aydınlatmanın mekana daha çok ulaşmasına imkan sağlamaktadır.
Yapıya hizmet veren 14.000’den fazla sensör bulunmaktadır. Bütün sensörler bilgisayar sistemleri ile kontrol edilmektedir. Pasif sistemlerin yetersiz kaldığı durumlarda aktif sistemler devreye sokularak optimum konfor değerlerine ulaşılmaktadır.
Fotoğraflar